27 Eylül 2015 Pazar

MERSİN TİKO BURGER


    Bir süredir Tiko Burger'i denemem için mesajlar alıyordum sonunda bugün öğle yemeği için miniği ananesine bırakıp mekanın yolunu tuttuk. Mersin Hilton'un karşı köşesinde "bahtsız" bir mekan var, çocukluğumdan bu yana pizzacı, bar, kebapçı, bar, bistro, bar oldu oldu kapandı :) Bu Tiko Burger de o bahtsız köşenin on metre kadar yanında, dışarıdan baktığımızda açık mı kapalı mı bilemedik, bayram dolayısıyla mı yoksa öğle vakti olduğu için mi nedir biraz sakindi. Oysa bu kadar başarılı bir mekanın arı kovanı gibi işlemesini tercih ederdim ^_^

    Mekanın iki menüsü var; biri yemek diğeri içki menüsü. Tiko'da sadece burger yok, hotdog, sandviç, salata, steak ve atıştırmalıklar konusunda da oldukça geniş birer menüleri var. Biz burger odaklı gittiğimiz için damağımıza en çok uyanı seçtik; Mush Burger; karamelize soğan, mantar, peynir, akdeniz yeşilliği, 130 gr dana köfte. Daha önce yediğim burgerlere bakarak 130 gr köfte küçük geldi, 260 gr'lık seçeneği de var ama Buffalo Wings sipariş ettiğimiz için burgeri büyütmedik, iyi de etmişiz, önümüze gelen burgerler devasaydı! 


    Buffalo Wings 6 parça servis ediliyor. Acı seven için muhteşem bir başlangıç, yanında sunulan salsa sos taptaze ve oldukça lezzetli. Benim gibi uç kanat konusunda pek de hevesli değilseniz karışık bir atıştırmalık tabakları var, birer birayla çok iyi gider ^_^ 


    Gelelim Mush Burger'e; ekmek alışkın olduğum tatlı burger ekmeklerinden değil, Türk damak tadına daha uygun el yapımı bir ekmek. Fabrikasyon şekil vermek için çaba harcanmamış çok daha samimi görünüyorlar :D Köfte benim için kıvamında pişmişti ancak sipariş alınırken köftenin nasıl pişirilmesini istediğimizi sormalılardı. Burgerin içindeki her malzeme taze ve sıcaktı, dolayısıyla son lokmaya kadar sıcacık bir burger yedik. Patatesler artık her yerde bulabileceğimiz baharatlı parmak patates. Servis dekoru taze mevsim yeşillikleri :)



    Veeeeeee gelelim günün yıldızına! Tatlı menüsünde cheesecake ile strudel arasında gidip gidip geldim ve dedim ki; cheesecake'in her türlüsünü evde ben zaten yapıyorum strudeli bir daha nerde yicem :D Strudel bir Alman pastasıdır, bir nevi taze milföy hamuruna kuru incir, kuru üzüm, taze elma, esmer şeker, ceviz ve baharatlarla yapılmış bir iç harç sarılır ve pişirilip taze kaymakla servis edilir. Bahsi geçen taze milföyü yapabilmek için 1x2 m'lik mermer bir tezgaha ihtiyacınız vardır. Hamur kenarlarından çekilerek açılır, erimiş tereyağ sürülüp katlanır ve aynı işlem yenilenerek piştiğinde çıtır ve kat kat bir hamur elde edilir. İşte bu zor tatlıyı Tiko kendi mutfağında hakkıyla yapmıştı! Burgeri bir kenara strudeli için müdavimi olacağım aşikar ^_^







    Yemekler bitince biraz mekanı inceledik; her ayrıntı oldukça ince düşünülerek dizayn edilmiş. Tuğla görünümlü dekoratif paneller, ham ahşap görünümlü masalar, dökme demir görünümlü peçetelikler, devasa karabiber değirmenleri, ham ahşapla sarının şık bütünlüğü, vb. 

    Açık mutfak Mersin'de de revaçta, Tiko'nun kullandığı havalandırma açık mutfağa rağmen üzerinize ızgara kokusu sinmeden keyifle vakit geçirmenize olanak sağlıyor. Asma katta gruplara ya da çocukla gelen ailelere rahat vakit geçirebilmeleri için ayrı bir oda yapılmış, aynı zamanda orada sigara da içilebiliyormuş, bu kısmı bizi ilgilendirmedi ama elbet sizin aranızda ilgilenenler çıkacaktır :D 

    Biz etrafı incelerken mekanın işletme müdürü Kadir bey yanımıza geldi (servisler kalktıktan sonra gelmesi benim için önemli bir ayrıntıydı, zira ağzınızda koca bir burger lokmasıyla hom hom birileriyle konuşmak pek şık olmuyor :D ). Tiko'nun doğum yeri Adana, iki şube Adana'da bir şube Mersin'de, yakında bir şube de İstanbul'da açmayı planlıyorlarmış. İstanbul gibi mutfak ve hizmet sektöründe geniş bir yelpazeye sahip bir şehirde seslerini duyurabilirler mi bilmiyorum ama Adana ve Mersin için oldukça başarılı bir işletme. Özellikle benim gibi tatlı konusunda hassas bir, kendi çapında gurmeyi bile mutlu ettilerse bence olmuşlar ;) 


    Fotoğraflar için Umut GÜLTEKİN'e teşekkür eder, sizlere de denemenizi öneririm (:

22 Temmuz 2015 Çarşamba

DOMATES SOSLU DANA LOKUM

    Bu sıralar keyfim pek kaçık, işe gelmek istemiyorum, insanlarla görüşmek istemiyorum. İş yerinde her şey o kadar can sıkıcı ki hiç bir şeyden keyif almıyorum. Mesleğimle bir sıkıntım yok, insnalarla benim problemim. İşi bırakıp bir yerlerde sekreterlik yapasım var, asiste ettiğim kimse yokken "yönetici asistanı" olasım var, bütün gün facebook'ta instagram'da takılıp, her gün manikür yapıp oje rengi değiştirip arada da çalan telefonları "efandııım" diye açasım var! 300-500 lira fark için çekilecek dert değil benimki! Adam 6 sene okumuş tıp mezunu olmuş ama doktor olamamış, yok hayır doktor olmak öyle kolay değil, her tıp mezununa da doktor denmez. İnsan ilişkileri kötü olan, iletişim kuramayan, insanın gözünün içine bakarak yalan söyleyen, soytarı gibi ortada dolanana doktor demiyorum ben. İşin özeti dün öğleden hemen önce canım öyle sıkıldı, elim ayağım sinirden öyle titredi ki, hala etkisinden kurtulamadım. İş çıkışında kurumun bahçıvanı koşarak geldi, "hocam size hazırladım" diye gazeteyle arajmanladığı bir demet gül tutuşturdu elime. Ama nasıl güzeller, ama nasıl güzel kokuyorlar. Dikenlerini bile tek tek temizlemiş. İnsanı insan yapan aldığı öğretim değil işte, eğitim! Ben birine eğitimsiz derken diplomasına saygısızlık etmiyorum, kimseye öğretimsiz demedim ki ömürümce!

    O moral bozukluğuyla çıktım işte işten, biraz yüzüp kendime geleyim dedim; ıgıh, güzel bi yemek yapıp kendime geleyim dedim; ıgıh. Bu sabah ayaklarım geri geri gitti, mutsuzum. Ama sizi de uzun zamandır ihmal ettiğimin farkındayım bari dün pişirdiğim yemeğin tarifini vereyim. Benim gibi mutsuz pişirmeyin, lezzet alamazsınız ;) Hadi kolay gelsin. Liste kişi başıdır;
  • 3-4 parça dana lokum
  • 1 arpacık soğan
  • 1 diş sarımsak
  • 200 ml ev yapımı domates konservesi
  • 2 çorba kaşığı sızma zeytinyağ
  • 4-5 yaprak taze fesleğen
  • tuz karabiber
    Yapışmaz tavayı ısıtıp lokumları çift taraflı beşer dakika pişirin. Lokumları tavadan alır almaz, domates sosunu, ince doğranmış arpacık soğanlarını, ince doğranmış sarımsağı, zeytinyağını, tuz ve karabiberi tavaya ekleyip tavayı glaze edin (dibe yapışmış malzemeyi sıvı başka bir malzemeyle kavlatmak/kaldırmak). 7-8 dakika pişirdikten sonra fesleğenleri elinizle parçalayıp 2-3 dakika daha pişirin. Beş dakika dinlendirip bütün sosu rondodan geçirin. Servis tabağına önce lokumları koyup üzerini tamamen sosla kaplayın. Taze fesleğenle süsleyerek servis yapın.



    AFİYET OLSUN (:

11 Temmuz 2015 Cumartesi

DÖRT HER ZAMAN ÖZELDİR



    Yedi buçuk yıl önce, 29/12/2007'de tanıdım seni, yeni bi ilişkiden çıkmıştım; kırık dökük, yeni bir kırılmaya hazır değildim henüz, dur biraz dedim, az bekleyelim, biraz zaman geçsin, bu kadar hız korkutuyor beni. Ben değildim bunları söyleyen, çok dayanamadım, yılbaşı gecesi, tamam dedim, olalım "biz". Üç gün sonra evlilik dedin, dur biraz dedim, az bekleyelim, biraz zaman geçsin, bu kadar hız korkutuyor beni. Ben değildim bunları söyleyen, üç ay sonra annenlerle tanışmaya kendi ayaklarımla geldim, üç ay sonra da ben seni getirdim Mersin'e. Aylar geçti, yıllar geçti; 11/07/2011 çok eğlenceli bi düğünle evlendik. Bütün gece oturmadık, oynadık, eğlendik; bütün ömrümüz böyle geçsin dedik. 

    Birdim, iki oldum; ikiydik, üç olduk :) Dört benim için hep özeldir, bugün dördüncü evlilik yıl dönümümüzü kutladık, zarif eşim, sevgili kocam, sevgilim.. İyi ki hep aceleci olmuşsun, iyi ki hep kararlı olmuşsun, iyi ki tutmuşsun bırakmamışsın kolumdan, çekmişsin kendine, sarılmışsın sımsıkı, öpmüşsün sımsıcak, iyi ki ben biz, biz hepimiz olmuşuz..

    Bu da böyle bi aşk yazısı olsun, aşksız yemek olur mu hiç..

    AŞKLA KALIN (:

6 Temmuz 2015 Pazartesi

NİL HANIMIN ÖĞLE YEMEĞİ

    Malumunuz Nil hanım 8 aylık oldu. "Anne"den önce "eeeegi" dedi, zamane bebekleri :D Eh küçük hanım büyüdükçe yemekleri de çeşitlendi, kahvaltısı, öğle yemeği, ara öğünü, akşam yemeği derken bende bile menüler tükendi. E malum hanımefendi her şeyi yiyemiyor. Patlıcan yasak nikotin var; bal, yer fıstığı, çilek, inek sütü, çiğ domates yasak alerjik olduğu için! Pirinç yedirmiyorum; manasız ve faydasız. Kırmızı eti sevmedi, tavuğa burun kıvırıyor! Elimizde balık, taze sebzeler, meyve ve bulgur kaldı. Bugün barbunya yedireyim dedim ıgıh onu da sevmedi. Sizin de etrafınızda bu denli seçici bebekler varsa buyurun bir de bunu deneyin :D (anasının kızı, yemiyor arkadaş, seçiyor)


    İki çorba kaşığı köftelik bulguru üç katı kaynamış suda pişirin, bulgurun altını kapatınca ince doğranmış 4-5 dal semizotunu ekleyip karıştırın, kapağını kapatıp yarım saat dinlendirin. İki çorba kaşığı yoğurtla rondodan geçirip miniğe yedirin ;)

    AFİYET OLSUN (:

1 Haziran 2015 Pazartesi

KREMALI YABAN MERSİNLİ KEK

    Bugün Ver Fırına'da "nude cake" yaptılar. Nude cake, çıplak kek anlamında kullanılıyor; dış kaplaması olmayan, içi genellikle pastacı kreması ve taze meyveyle katlandırılan, bahar ve yaz aylarında fresh pasta kategorisinde sunulan şık ve lezzetli bir pasta çeşitidir. Ama yapımı diğer pastalara kıyasla oldukça zordur. İçeride ne olursa olsun üzerini marzipanla kaplanıp şeker hamuruyla örtülen bir pasta muhakkak iyi görünür ;) Ama kaplaması olmayan bir pastanın her katının muntazam olması, keklerinin eşit pişmesi ve kremasının kendi halinde akmadan durabilmesi gerekir. Bir ara nude kek de yapıp paylaşıcam sizinle ama bugün o kadar vakim yoktu ve programı izlerken annemle canımız kek isteyince kremalı bir kek yapmaya karar verdim. 

    Kekin malzemeleri ve yapım aşamaları önemli. Malzemelerin oda sıcaklığında olması kekin dokusu için önemli, kek kalıbının erimiş tereyağ ile kaplanıp unla sırlanması kekin hem kolay çıkması için hem de kekin dışının kızarıp mis gibi kokması için önemli. 

*kap ölçüsü 100 ml

  • 3 yumurtanın beyazı ve 1 yumurtanın sarısı
  • 1 çay kaşığı tuz
  • 2,5 kap toz şeker
  • 200 ml süt kreması
  • 200 ml süt
  • 4 kap un
  • 1 paket kabartma tozu
  • 150 gr kuru yaban mersini
  • 1 tatlı kaşığı erimiş tuzlu tereyağ
------
  • 2 kap toz şeker
  • 1 kap un
  • 300 ml süt
  • 2 yumurtanın sarısı
  • 1 şişe rom aramosı
  • 50 gr tereyağ
    Erimiş tuzlu tereyağ ile kek kalıbını kaplayıp un serpin. Kalıpta artan unu dökün. Tereyağın tuzlu olması kekte hoş bir kızarma ve patiseri kokusu bırakacak bu nedenle kahvaltılık tereyağ kullanmayın. Yumurtaları tuzla köpürtüp şekeri ekleyip krema kıvamına gelene dek çırpın, süt kremasını ve sütü ekleyin. Un ve kabartma tozunu birlikte çırpıp yaban mersinlerini içine ekleyin. Kurularla sıvıları karıştırıp kek kalıbına dökün. 180 'C de ısıtılmış fırında 20 dakika pişirdikten sonra sıcaklığı 170 'C ye düşürüp 20 dakika daha pişirin ve fırından çıkarıp soğutun. 

    Kek fırındayken süt, toz şeker, yumurta sarılarını çırpıp unu eleyerek ekleyin ve orta ateşte pişirin. Kremayı ocaktan alınca tereyağını ekleyin, eriyene kadar karıştırın. Soğutunca rom aromasını ekleyip mikserle 3-4 dakika çırpın. Krema torbasına en küçük yıldız ucu takıp dantel görüntüsünde keki süsleyin ^_^ 



AFİYET OLSUN (:

29 Nisan 2015 Çarşamba

OTTO BURGER MERSİN


    Sevgili eşim her çarşamba arkadaşlarıyla stüdyoya gider. Bu hafta salıya aldılar, "sen de gel" ısrarları üzerine yoğun bir gün olmasına rağmen gittim. Dün bütün şehri sanırım iki kez dolandım; işe gittim eve döndüm, annemle Nil'i aldım, PTT'ye uğrayıp bir gün önce geri dönen kargomu aldım, ameliyat olan eski bir ahbabı ziyarete gittim, annemle Nil'i eve bıraktım, hazırlandım stüdyoya gittim! Huh, yazarken yoruldum, bu arada stop lambaları yanmayan bir WW yüzünden ciddi bir kaza atlatıp 155'e ihbarda bulunduktan sonra yoluma devam ettim :D Gene de keyifli bir gündü. Uzun zamandır denemeyi planladığım, Enjoy Burger House yazımdan sonra bu konuda mail aldığım bir mekanı denedim.
   Solistimiz yok gel dediler gittik :P Emin misiniz dedim, çok ısrar ettiler, ilk şarkıdan sonra mikrofonu bırakmam için daha şiddetli ısrar ettiler :D Kargadan hallicedir sesim ama mikrofonsuz eşlik etmeyi severim, ne tizim tiz ne pesim pes töbe yarappim bi sesim vardır :D Gene de eğlendim, stüdyodan çıktık OTTO'ya yemeğe geçtik. Gelelim esas konuya:



    OTTO'nun menüsü ilginç :D Bütün burger isimlerinin ardına bir otto ekleyerek isim vermişler; mantarotto, specialotto, baconotto, classicotto, vb. O muydu bu muydu derken üçümüz de specialotto tercih ettik. Özelliği içinde sos olarak patlıcan beğendi bulunması, ki patlıcanla yapılan her şeye aşığımdır <3 Yanında ekstra olarak da soğan halkası sipariş ettik.

    Hamburgerin köftesi oldukça lezzetliydi, köfte etinin kuzu - dana karışık olduğunu düşünüyorum, kuzunun oranı oldukça az ama benim damağımın kokusunu alacağı miktarda ;) Ekmek yumuşak ve lezzetli, paket sos çeşitliliği tatminkar, burgerin iç sosları kıvamında ve miktarı yeterli, sebzeler taze. Genel anlamda başarılılar ama benim için bir Enjoy BH değiller üzgünüm. Soğan halkalarını soğuk yağa mı atmışlardı, yoksa soğan halkalarının buzu mu çözülmüştü bilmiyorum ama korkunç yağ çekmişti, patateslerin de sunumu şık değildi. Burgerin yanına öylece dağıtılmış gibiydi.

    Karşılaştırma yapmamı isterseniz; Enjoy Burger House'u tercih ederim, ama öğrenci bütçesine uygunluk konusunda OTTO daha ideal. Enjoy BH'da sipariş edeceğiniz tek burger yerine OTTO'da menü sipariş edebilirsiniz. Mütevazı bir burger yemek istiyorsanız ama artık zincir restoranlardan bıktıysanız gidebileceğiniz bir yer.

    OTTO'dan kalkınca sahile doğru yürüyelim, Mado'dan birer top dondurmayla geceyi kapatalım dedik. Çocukluğumun geçtiği sokaklar ne kadar değişmiş, eski Turunç'un karşısındaki park hariç o sokakta geçmişe ait bir şey kalmamış. Aralara birbirlerine bitişik küçük cafeler açılmış, önlerinde tahta sandalyeleriyle üniversite yıllarımı hatırlattı, dün gibi gelen yılların üzerinden ne ara 6 sene geçti algılayamıyorum. Etnik kültürlerin olmadığı ara sokaklarda yürümeyi seviyorum, eşlik etmek isterseniz keyifli vakit geçirebiliriz ^_^

    AFİYETLE, KEYİFLE..


24 Nisan 2015 Cuma




    Geçtiğimiz pazardan beri boğazım ağrıyodu, ama öyle şişme ağrısı falan değil; baya bildiğin bütün gece konserde ya da maçta bağırmışçasına upset ifade simgesi
     Zevzek kardeşim "grip oluyosun bu seneki boğaz ağrısıyla geliyo" dedi, dikkate almadım. "Yok yau, soğuk soda içtim ondan" didim.. Yanılmışım upset ifade simgesi Boşboğazlı zevzek squint ifade simgesi iki gün sonra burun akıntısı, öksürme, hapşırma ve bilumum hastalık getirileri birlikte baş gösterdi. Hoş geldin bahar gribiiiii squint ifade simgesi
     23 Nisan Ulusal Egemenlik ve Çocuk Bayramı'nın, Ulusal Egemenlik kısmının uzun yıllardır yok sayılıp sadece çocuk bayramı olarak kutlanmasına alıştık elbet ama bu sene bir de kandile denk gelince bir çok kanalın komple yok saymasını da bu hastalık sayesinde farkettim confused_rev ifade simgesi
     Elimde ıhlamurum, burun deliklerime tıkadığım peçete parçalarım ve battaniyemle televizyon karşısına geçip çocukluğumu yad edeyim diye düşünmüştüm oysa. Bütün kanallar birbiriyle yarışırdı eskiden, biri Ankara'daki törenleri verirdi, biri Anıtkabir'deki töreni canlı yayınlardı, biri okul önlerinde röportaj yapardı falan.. Şimdi gündüz kuşağı programlarının hiç birinden feragat edilmemiş maşallah! Sahte bir kutlama, bir iki cast bebesi oldu da bitti maşallah adam olmaz bu ülke inşallah!
     Biz ne ara bu noktaya geldik demicem elbet, saçma ve içi boş bir soru zira. Benim sormak istediğim çok başka, geldiğimiz bu noktadan geri dönüş var mı acaba?!?! Ne "laiklik elden gitti" ne de "din elden gitti", elden giden tek şey var; mantık. Elmayla armudu karıştırmamayı öğrenemedik gitti.
     Ağzımdaki kekremsi tadın tek sebebi grip değil anlayacağınız, bu günlerde pek keyifsiz pek bi nane mollayım..
     Siz esen kalın, bana da bi ballı limonlu ıhlamur kaynatın hayrınıza..

     İYİ HAFTA SONLARI!