29 Nisan 2015 Çarşamba

OTTO BURGER MERSİN


    Sevgili eşim her çarşamba arkadaşlarıyla stüdyoya gider. Bu hafta salıya aldılar, "sen de gel" ısrarları üzerine yoğun bir gün olmasına rağmen gittim. Dün bütün şehri sanırım iki kez dolandım; işe gittim eve döndüm, annemle Nil'i aldım, PTT'ye uğrayıp bir gün önce geri dönen kargomu aldım, ameliyat olan eski bir ahbabı ziyarete gittim, annemle Nil'i eve bıraktım, hazırlandım stüdyoya gittim! Huh, yazarken yoruldum, bu arada stop lambaları yanmayan bir WW yüzünden ciddi bir kaza atlatıp 155'e ihbarda bulunduktan sonra yoluma devam ettim :D Gene de keyifli bir gündü. Uzun zamandır denemeyi planladığım, Enjoy Burger House yazımdan sonra bu konuda mail aldığım bir mekanı denedim.
   Solistimiz yok gel dediler gittik :P Emin misiniz dedim, çok ısrar ettiler, ilk şarkıdan sonra mikrofonu bırakmam için daha şiddetli ısrar ettiler :D Kargadan hallicedir sesim ama mikrofonsuz eşlik etmeyi severim, ne tizim tiz ne pesim pes töbe yarappim bi sesim vardır :D Gene de eğlendim, stüdyodan çıktık OTTO'ya yemeğe geçtik. Gelelim esas konuya:



    OTTO'nun menüsü ilginç :D Bütün burger isimlerinin ardına bir otto ekleyerek isim vermişler; mantarotto, specialotto, baconotto, classicotto, vb. O muydu bu muydu derken üçümüz de specialotto tercih ettik. Özelliği içinde sos olarak patlıcan beğendi bulunması, ki patlıcanla yapılan her şeye aşığımdır <3 Yanında ekstra olarak da soğan halkası sipariş ettik.

    Hamburgerin köftesi oldukça lezzetliydi, köfte etinin kuzu - dana karışık olduğunu düşünüyorum, kuzunun oranı oldukça az ama benim damağımın kokusunu alacağı miktarda ;) Ekmek yumuşak ve lezzetli, paket sos çeşitliliği tatminkar, burgerin iç sosları kıvamında ve miktarı yeterli, sebzeler taze. Genel anlamda başarılılar ama benim için bir Enjoy BH değiller üzgünüm. Soğan halkalarını soğuk yağa mı atmışlardı, yoksa soğan halkalarının buzu mu çözülmüştü bilmiyorum ama korkunç yağ çekmişti, patateslerin de sunumu şık değildi. Burgerin yanına öylece dağıtılmış gibiydi.

    Karşılaştırma yapmamı isterseniz; Enjoy Burger House'u tercih ederim, ama öğrenci bütçesine uygunluk konusunda OTTO daha ideal. Enjoy BH'da sipariş edeceğiniz tek burger yerine OTTO'da menü sipariş edebilirsiniz. Mütevazı bir burger yemek istiyorsanız ama artık zincir restoranlardan bıktıysanız gidebileceğiniz bir yer.

    OTTO'dan kalkınca sahile doğru yürüyelim, Mado'dan birer top dondurmayla geceyi kapatalım dedik. Çocukluğumun geçtiği sokaklar ne kadar değişmiş, eski Turunç'un karşısındaki park hariç o sokakta geçmişe ait bir şey kalmamış. Aralara birbirlerine bitişik küçük cafeler açılmış, önlerinde tahta sandalyeleriyle üniversite yıllarımı hatırlattı, dün gibi gelen yılların üzerinden ne ara 6 sene geçti algılayamıyorum. Etnik kültürlerin olmadığı ara sokaklarda yürümeyi seviyorum, eşlik etmek isterseniz keyifli vakit geçirebiliriz ^_^

    AFİYETLE, KEYİFLE..


24 Nisan 2015 Cuma




    Geçtiğimiz pazardan beri boğazım ağrıyodu, ama öyle şişme ağrısı falan değil; baya bildiğin bütün gece konserde ya da maçta bağırmışçasına upset ifade simgesi
     Zevzek kardeşim "grip oluyosun bu seneki boğaz ağrısıyla geliyo" dedi, dikkate almadım. "Yok yau, soğuk soda içtim ondan" didim.. Yanılmışım upset ifade simgesi Boşboğazlı zevzek squint ifade simgesi iki gün sonra burun akıntısı, öksürme, hapşırma ve bilumum hastalık getirileri birlikte baş gösterdi. Hoş geldin bahar gribiiiii squint ifade simgesi
     23 Nisan Ulusal Egemenlik ve Çocuk Bayramı'nın, Ulusal Egemenlik kısmının uzun yıllardır yok sayılıp sadece çocuk bayramı olarak kutlanmasına alıştık elbet ama bu sene bir de kandile denk gelince bir çok kanalın komple yok saymasını da bu hastalık sayesinde farkettim confused_rev ifade simgesi
     Elimde ıhlamurum, burun deliklerime tıkadığım peçete parçalarım ve battaniyemle televizyon karşısına geçip çocukluğumu yad edeyim diye düşünmüştüm oysa. Bütün kanallar birbiriyle yarışırdı eskiden, biri Ankara'daki törenleri verirdi, biri Anıtkabir'deki töreni canlı yayınlardı, biri okul önlerinde röportaj yapardı falan.. Şimdi gündüz kuşağı programlarının hiç birinden feragat edilmemiş maşallah! Sahte bir kutlama, bir iki cast bebesi oldu da bitti maşallah adam olmaz bu ülke inşallah!
     Biz ne ara bu noktaya geldik demicem elbet, saçma ve içi boş bir soru zira. Benim sormak istediğim çok başka, geldiğimiz bu noktadan geri dönüş var mı acaba?!?! Ne "laiklik elden gitti" ne de "din elden gitti", elden giden tek şey var; mantık. Elmayla armudu karıştırmamayı öğrenemedik gitti.
     Ağzımdaki kekremsi tadın tek sebebi grip değil anlayacağınız, bu günlerde pek keyifsiz pek bi nane mollayım..
     Siz esen kalın, bana da bi ballı limonlu ıhlamur kaynatın hayrınıza..

     İYİ HAFTA SONLARI!

19 Nisan 2015 Pazar

Wo-Wo Mersin



    Haftasonu kuzenimle birlikte uzuuun zamandan sonra işlerimizden zaman bulup birlikte nefes aldık. Ben henüz evlenmemişken, o henüz okulda çalışmaya başlamamışken her pazartesi bürosuna giderdim, seramoni eşliğinde kahve keyfi yapar, fal bakar gibi yapar ve çok eğlenirdik. Zamanla o kurslar haricinde bir de okulda görev almaya başlayınca, ben evlenip bebek sahibi olunca bu pazartesiler iptal oldu. Pazartesileri geçtim, ayda bir görüşmemiz bile zorlaştı. Ha kuzen işte aile arasında görüyosun falan da, çocukluğun birlikte geçince yetmiyo. Özel zamanlar paylaşmak istiyosun, alışmış kudurmuştan beter derler :D İşte aylar sonra bu cumartesi uzun uğraşlar sonunda ve diğer işler arasında zaman yaratabildik birbirimize :) Keyifle oturabileceğimiz, ne öğle ne akşam yemeğine denk gelmediği için bişeyler tırtıklayabileceğimiz bi yerde oturalım dedik, Marina Wo-Wo uygun geldi.

    Önce masa bulmakta biraz sıkıntı çektik bütün masalar boş ancak biz dediğim gibi ne öğle ne akşam servisine ait değiliz :D Ara zaman misafiriyiz, masalar arasında "ora bir saat sonraya rezerve", "bura iki saat sonrasına rezerve" cümleleriyle dolaştıktan sonra bir yer bulduk ve oturduk. Ben roka salatası ve soda, kuzenim pizza ve limonata siperişlerini de verdik. Limonatanın gelişi olaylı oldu :D Traş buzlu, nanesiz limonata önce traş buzlu bol naneli geldi, gitti iri buzlu nanesiz geldi, üçüncü de sonunda doğru geldi :D Haricinde ne serviste, ne siparişlerde, ne de işletmede her hangi bir sıkıntı yaşamadık. Uzun zamandır bir makenada bu kadar keyifli vakit geçirmemiştim. Sunumlar zarif ve şıktı, siparişler oldukça lezzetli. Pizza incecik ve ama yumuşacık, rokalar taze ve kurutulmuş. Gülmeyin, salata malzemesi iyi kurutulmadığında korkunç bişey çıkıyor ortaya.

    Salatanın üzerine rendelenen parmesan rokanın ıtırlı tadını vurguluyo, içindeki kuru domateslerin ekşiliği rokanın acısına çok yakışıyo. Balsamik sirkeyi o kadar dozunda kullanmışlar ki sadece geriden bir esinti şeklinde hissediliyo. Balsamik sirkeyi biraz fazla kaçırsalar kuru domateslerin de ekşiliğiyle yenemeyecek bi salata çıkardı ortaya. Salatada bana hitap etmeyen tek şey cevizdi, onu da belirtince cevizsiz roka salatamla ben çok mutluydum :) "cevizli roka salatası"nı cevizsiz isteyen benden başka arıza var mıdır onu da işletmeciye sormalı :D

    Üzerine içilen bir fincan Türk kahvesi de çok hoş bir sunumla geldi. Kısacası ben Wo-Wo Mersin'den oldukça memnun kaldım. Size de öneririm. Ana yemeklerini denediğim zaman onunla ilgili de yazarım. Şimdilik esen kalın :P

    Bu da böyle bir pazartesi yazısı olsun. Sendromunuzu iş çıkışı Wo-Wo'da bir şeyler içip iyot kokusunu içinize çekerek dindirmeniz dileğimle;

    İYİ HAFTALAR (:

2 Nisan 2015 Perşembe

MERSİN HAYAL KAHVESİ

    Hayal Kahveleriyle tanışmam 1998 yılına dayanır. '98 yılı Güneş tutulmasını izlemek için Eskişehir'e gitmiştik. Öğlen vakti hem bişeyler yemek hem tutulmayı izlemek için Hayal Kahvesine oturduk. Gündüz restoran gece bar/bistro tarzı işletilen mekanın girişinden itibaren dekorasyonu çok hoşuma gitmişti. Dev küpler, bisküvi tuğlası kaplı bina ve mahsen, kilit taşı döşeli yürüme yolu... Henüz on bir yaşındaydım ama mekanın şıklığı dikkatimi çekmişti. Göze hitap eden işletmenin ana yemeği de tatlısı da çok başarılıydı. Filaminyon ve çikolatalı sufle... Tadı hala damağımdadır ve ne zaman Hayal Kahvesine gitsem tatlı olarak sufle tercih ederim. Bekleme süresi uzun da olsa her seferinde değdi :) (Mersin'i dışında tutuyorum, yazının devamında buna değineceğim).

    İstanbul Çubuklu Hayal hayatımda çok daha tatlı bir yere sahiptir :) Konserleri, kahvaltısı, yemekleri, mekanın albenisi ve enerjisi bir başkadır.

    Derken öğrencilik hayatı bitti, kürkçü dükkanına dönüldü. Geçen sene Mersin'de hayal Kahvesi açılacakmış dediler coşkuyla ve endişeyle karşıladım. Eski bir dosta kavuşmak gibi bir yandan, bir yandansa yeni bir franchising krizi yaşar mıyız acaba endişesi.. Daha önce belirttim mi bilmiyorum ama ben bu franchising işini hiç ama hiç sevmiyorum. Şube candır, şube itibardır, şubenin takibi vardır, şubeyi şikayet ettiğinizde muhattabınız vardır.. Franchising "kıroyum ama para bende"dir, franchising "isim hakkında dünya para döktük malzemeden çalalım"dır, franchising "aşçıya o kadar maaş mı verilir" zihniyetidir, franchising işletmeyle ilgili bir şikayet bildirirken "benim adım yeter, sen bi daha gelmesen kaç yazar" sırıtışıyla suratınıza bakılıp şikayetinizle ilgilenilmemisidir. Bütün bu çekinceler yüzünden uzunca bir süre yemeğe gitmedik Hayal Kahvesine. Sonra sevgililer gününde zarif eşim rezervasyon yaptırmış, nereye gittiğimizi söylemeden Marina'ya kadar geldik. Ufak tefek aksaklıklarla başladı gece; bir gece önce şiddetli yağmur yağmıştı ve sevgililer günü dolayısıyla dışarıdaki masaları da içeri almışlardı, o yağmurda masaların ahşap kısmı suyu güzelce emmiş, oturduğumuz andan itibaren bacaklarımıza su aktı. Servis elemanından istediğimiz şallarla bacaklarımızı kuru tutmayı başardık ama bence böyle bir işletme için büyük bir eksikti. Masa sahneye yakın olsun diye öyle bir köşeye itmişler ki kendinizi dışlanmış hissedersiniz. Neyse bu iki aksilik dışında gece ve yemekler güzeldi. "Ay evet yemekler kısmına geç artık" diyorsunuz di mi :)))) Hadi başlayalım o zaman;


    Önerilen bir yerde ilk kez yemek yiyeceksem genelde seçimim ızgara kırmızı etten yana olur. Çünkü kötü et diye bir şey yoktur, yanlış pişirme tekniği vardır. Her etin pişirme şekli farklıdır. Yağsız parça eti ızgaraya atarsanız kayış gibi bir şey elde edersiniz ve ne çiğneyebilirsiniz ne yutabilirsiniz. Izgaralayacağınız et, 1,5-2 santim kalınlığında ve kesinlikle dövülmemiş olmalı. İçinde ince yağ damarları bulunmalı. Kenarında mümkünse kalınca bir parça yağ olmalı ki pişerken kızarsın. Falan falan... Neyse gelelim Hayal Kahvesinde söylediğim cafe de paris soslu bifteğe. Tek kelimeyle muhteşemdi. Eti sosa bulamamıştı şef, çok küçük bir miktarını etin üzerine gezdirmişti (kendine güveniyor :D). Etin kendisi çok lezzetli ve yumuşaktı. Yanında getirdikleri sos tek başına muhteşemdi ve bence haşlanmış sebzeye de çok yakışacak bir sostu. Garnitür olarak baharatla tatlandırılmış patates kızartması ve çöp şişte arpacık soğan ve sarımsak da en az diğerleri kadar lezzetliydi. Özellikle ızgara sarımsak çok hoş düşünülmüş bir ayrıntıydı. Daha önce denediniz mi bilmiyorum ama kabuğuyla ızgaraladığınız sarımsak çok lezzetli olur; bütün şekerini içinde tutar, ızgara lezzetini barındırır ama yanmaz, kremamsı kıvamından dolayı istediğiniz her türlü sosa homojen şekilde yedirebilirsiniz ve lezzetin birden sıçradığını görebilirsiniz. Şöyle düşünün çiklatalı sufle güzeldir, içine ince portakal kabuğu rendesi eklenmiş çikolatalı sufle candır ;) İşte aynı şekilde et sosları güzeldir, içine ızgara sarımsak püresi eklenmiş olanlarsa candır :)) Chef rotisseur işini biliyor, etin de sebzelerin de ızgaralanma şekli ve süresi mükemmeldi. Her şey pişmiş ve hiç bir şey suyunu kaybetmemişti.
   
     Eşim et fajita istedi. Tabakta gerçek guacamole sos gördüğümde ağlamak istedim :)))) Mersin'de fajita istediğinizde önünüze genelde dolmalık ve salçalık biberlerle yapılmış çoban kaburma gelir :D Biri Mersin'deki aşçılara söylemeli, fajitayı fajita yapan etlerin jülyen doğranması değildir! Evet ne diyodum, guacamole sos! Hayalin şefi kesinlikle beni kazandı! İstanbul'da Meksika restoranlarında yediğim fajitalardan sonra yediğim ilk gerçek fajitaydı; sosundan sebzelerine! Sos demişken, Mersin'de genelde ekşi krema yerine de süzme yoğurt getirirler sos niyetine :D Hayalin fajita tabağı dört dörtlüktü! California biberleri tam kıvamında pişmişti, etler kurutulmamış ve güzel lezzetlendirilmişti, sosları chef de cuisine mi yapıyor yoksa chef saucier mı bilmiyorum ama her ikisini de ayakta alkışlamak istiyorum!

    Bebekten dolayı hala alkol alamadığımı artık ezberlediniz sanırım :) Dolayısıyla alkolsüz bir içecek sipariş etmem gerekiyordu, madem işletme hakkında yazıcam o zaman orada yapılan bişey olmalıydı; limonata söyledim.  İlk getirilen bardak ağzına kadar buz doluydu ve limonatanın tadını alamadım dahi, servis elemanına söylediğimizde özür dileyip yenisiyle değiştirdi. Lezzetli ve sonrasında mideyi yakmayan bir limonataydı. İçine limon tuzu eklenen limonatalar ciddi anlamda midemi yakar ve bu gerçek bir limonataydı :)



    Gelelim tatlılara. Tabii ki çikolatalı sufle istedim ;) Eşimse tiramisu.

    Sufle hamuru önceden hazırlanıp buzdolabında bekletilebilen bir hamurdur, pişirmeden önce yağ ve kakaoyla sırlanan kaplara boşaltılır, kısa süre yüksek sıcaklıkta fırında yarı pişirilir. Dışı çok sıcak, içi sıcak ve akışkan olur. Sevgililer gününde en çok tüketilen tatlı olması dolayısıyla Hayal de bu yola baş vurmuştu! Dolayısıyla dışı ılık, içi soğuk bir sufle geldi. Hayal kırıklığıydı :( Sunum ve garnitürlerse tersine oldukça başarılıydı. Erimeyen dondurmayı nereden bulduklarını merak ettim doğrusu :D O kadarını da kendilerinin yaptığını düşünmüyorum açıkcası ama seçim başarılı.

    Her ne kadar bizim şefler tiramisunun iki şekilde yapıldığını iddia etse de orijinali saviord bisküvi iler yapılandır, neden kakaolu kekte ısrarcılar anlayamıyorum! Kek tabanını bir kenara bırakacak olursak, romla ıslatılmış olması ve labneyle değil de mascarpone ile hazırlanan kreması sınıfı geçti.

    Chef pâttissier diğer şefler gibi beş yıldız alamadı benden :D Fakat sunumları ve ayrıntıları düşününce dört yıldız ;)

    Geceyi toparlayarak değerlendirecek olursam; sunumlar şık, lezzetler enfes, hizmet kaliteli, oturma düzeni ve konfor vasat. Yıldızlarımı aksilikler üzerinden değil emek üzerinden vereceğim; **** ;)

    KEYİFLİ ZAMAN GEÇİRMENİZ DİLEĞİMLE (: