14 Şubat 2015 Cumartesi

ÖZGECAN ASLAN

    Dün geceden beri burnumun direği sızlıyor, göz yaşım hep gözümün ucunda. Bebeğime her baktığımda içim acıyor, canım yanıyor. Eşime sordum "Özgecan'ın ailesi bu anlarını da hatırlıyor mudur?" Unutulur mu, hiç bir anı unutulur mu, dünyaya getirmek için emek verdiğin, emmiyor diye ağladığın, sarılık için mavi ışıkta yatarken ağlarken akıttığın göz yaşın, uykusuz kaldığın gecelerde dahi ona bakıp gülümsediğin, çıkardığı anlamsız sesler, ilk kelimeler, ilk adımlar, ilk okul günü, ilk sevgilisi, ilk kırgınlığı, üniversiteyi kazandığı haberi, "anne sizi özledim" telefonları, .... Hangisi unutulur?!?! ya kokusu... Dün geceden beri ağladığımız Özgecan mı yoksa nasıl koruyacağımızı bilmediğimiz evlatlarımız mı, ben dün geceden beri Nil'e sarılamadım bile.. Korkuyorum, içim titriyor, elim titriyor. 

    Mersin'de yaşıyorum nereye taşınayım, Bu ülkede adaletsizlik varken ben evladımı kime neye nasıl emanet edeyim. Üniversiteye dahi giderken elinden tutup kendim mi götüreyim. Biz bu adaletsiz ülkede kadın doğmanın acısını cezasını daha kaç Özgecan'la ödeyeceğiz. 

    Boğazım düğüm düğüm, evde kimse yok artık sesli ağlayabiliyorum. Ve dün geceden beri kurduğum tek ve sürekli cümle Allahım yardım et!

10 Şubat 2015 Salı

RAKI ROKA BALIK




    Eleştiri yazısı yazmak zannettiğimden zormuş. Daha doğrusu bir yere orayla ilgili yazı yazmaya planlı gitmek zormuş. İlk eleştiri yazım Enjoy Burger House ile ilgiliydi, o kadar çok beğenmiştim ki tıkır tıkır yazıverdim, sonraki Mersin Blush ile ilgiliydi, yemekler o kadar kötüydü ki gene tıkır tıkır yazıverdim. Şimdiyse yıllardır müdavimi olduğum balık restoranıyla ilgili yazmak için oturdum ve dakikalardır boş sayfaya bakıp duruyorum. Oysa çok daha kolay olacağını düşünmüştüm, sanırım nereden başlayacağıma karar vermekte zorlanıyorum. Harika bir geceydi diyerek lafa ortasından gireyim ben de bari J
    Mersin kıyı şehri olması dolayısıyla balık restoranları açısından oldukça zengin. Bu zenginliğin geçmişi öyle zannettiğiniz kadar eski değil ama. Ben çocukken balık yemeye gittiğimiz iki üç restoran vardı o kadar, onlar da öyle aman aman başarılı yerler değildi. Santa Iras’ta alabalık yerdik, ki alabalık severseniz hala gidilebilecek bir yerdir. Yolu uzun, virajlı ama alabalık sunumları ve devasa şömineleri hep huzur veren bir yer. Ama şık bir yer hayal etmeyin, küçük ayaklı bardaklarla şarap servis ederler ve bütün tabakları sert plastiktendir. Narlıkuyu’ya deniz balığı yemeye giderdik, salataları ve ara sıcakları başarılıdır, balıklar zaten lezzetli ama bizim ayağımızı Narlıkuyu’dan kesen servis konusunda kendilerini hiç geliştirmemeleri oldu. Gelelim bugün size önereceğim balık restoranına. Rakı Roka Balık, ya da yeni düzenlemeyle değiştirmek zorunda kaldıkları adıyla Roka Balık :D
    Mersin merkezde balık restoranları ardı ardına açılmaya başlayınca rekabet kızıştı J Bu da biz müşterilerin işine yaradı. Aşina gibi sadece isim yapmış balık restoranları hala balık çatalı bıçağı edinmediği gibi üçüncü sınıf otellerin kullandığı ayaklı bardaklarla şarap servis etmeye utanmıyorlarken, isim yapmış restoranların da arasından sıyrıldıktan sonra bir tesadüf eseri bulduk 2R1B’yi J Kardeşimin okul servisi önünden geçermiş, ismi ilgisini çekmiş hadi deneyelim dedik. O oldu, sonrasında neredeyse hiç başka balık restoranına gitmedik. İstanbul’dan gelip Akdeniz balığına burun kıvıran misafirlerimize bile beğendirdik burayı. Ki bu Michelin yıldızı almak kadar değerlidir :D Zira Karadeniz balığının çeşitliliğine ve lezzetine alışmış damakları Akdeniz’de mutlu etmek imkansıza yakındır. Suratlarında hep bir memnuniyetsizlik mevcuttur. Burun hafif sağda, dudak burunla aynı yana kaymış, kaşlar havada, konuşmasa da yüzü bağırır bunların “ımmmhhhh bu da balık mı”! Arkadaşım 27 senedir ben balık niyetine bunları yedim evet, Allah Allah! Neyse burnu havada Karadenizlilerin de onayını aldıktan sonra şüpheniz tamamen kalktıysa ortadan gönül rahatlığıyla sipariş verin ;)
    Mezeler tazecik, körpecik, lezzetli; her içkinin ve içeceğin yanına uyacak bir meze muhakkak mevcut meze tepsisinde. Ara sıcak olarak tercih edebileceğiniz çok fazla seçenek var. Çıtır çıtır ve sıcacık kalamar benim olmazsa olmazım, asla tek porsiyon istenmez bizim masada :D Güveçte karides ve güveçte mantar tadına bakmadan doyuruyor insanı J Masaya gelişi sesinden anlaşılıyor, çıtır çıtır ses çıkararak ve mis gibi tereyağı kokusuyla yerini alıyor masada. Köylü patates diye bir ara sıcak vardır Mersin’de, Limonlu’da Köylü Balık’ın reçetesidir ama zamanla bütün balık restoranlarının menüsüne girmiştir. Cips şeklinde doğranıp kızartılmış patatesin üzerine tuz, sarımsak, limon ve ince kıyılmış maydanozdan oluşan bir sos dökülerek hazırlanır. Yeri gelmişken Köylü Balık da muhteşemdir ama o da başka bir yazının konusu olsun J Paçanga ve sigara böreği benim balık restoranında tercih ettiğim ara sıcaklardan değildir ama mevcuttur, ve çocukların vazgeçilmezi; kızarmış patates :D Ara sıcak seçerken kendinizi dizginleyin zira balığa yer kalmayabiliyor ;)
     Balığın olmazsa olmaz salatası; roka! İri parçalanmış rokaların üzerinde ince kıyılmış domates ve sarımsak, üzerine gezdirilen gerçek nar ekşisi ve mis gibi sızma zeytinyağ.. Sohbet muhabbet mezeler diplenip ara sıcaklardan geriye boş tabaklar kaldığında “balıkları ızgaraya atalım” diyoruz ^_^ Enfes deniz levreklerimiz fletolanmış geliyor, yanlarında körpe roka yaprakları ve bir dilim mor soğanla.
    Balıklar kurutulmadan pişirilmiş, tabaktaki garnitürler yeni kesilmiş ve hazırlanmış. Ne mezelerde, ne salatalarda ne de ana yemek tabaklarında önceden hazırlanmış, solmuş, suyunu kaybetmiş bir şey görme/yeme ihtimaliniz yok. Siz balığınızı bitirip ellerinizi yıkamaya gittiğinizde bir peri uğruyor masaya ^_^ döndüğünüzde masa tertemiz, meyve ve tatlı servisleri yerini almış. Kibar garsonunuz yaklaşıp soruyor “çay/kahve” ^_^ Biz genelde birer sade türk kahvesiyle sonlandırırız geceyi, fırında irmik helvası ve meyve tabağı müessesenin ikramı :D Ama bu son dokunuş Rakı Roka Balık’a özgü değildir, Mersin’de işletmelerin gönlü boldur. Kebapçılarda ortaya gelen yeşilliğin, ezme salataların ve közlenmiş sebzelerin haddi hesabı yoktur, en lüks restoranda dahi yeseniz servisinizi alırken garsonun “çay ister misiniz” sorusu gülümsetir insanı. Belki Mersin’de restoran tercihi konusunda fazla seçici olabilirim ama restoran seçmek için bir şehir tercih edecek olsam, seçimim kesinlikle Mersin olur ^_^
    AFİYET OLSUN, BUYRUN BERABER OLSUN. ÇAY ALIR MISINIZ :)

6 Şubat 2015 Cuma

MERSİN BLUSH

    Dört ay olmuş burada yazı yazmayalı. Malumunuz bebek bekliyorduk, sağlıkla katıldı aramıza. Üç aylık oldu bile :) Onunla uğraşmaktan sadece tarifleri facebook sayfasına giriyordum. Burada daha güzel ve uzun yazmayı seviyorum çünkü. Şikayetçi takipçilerim var :D Elif canım sana selam olsun bu ;) O kadar uzun zaman bekledikten sonra belki tarif yazısı okumayı tercih ederdiniz ama ben bugün size mekan eleştirisi yapıcam. Aylar önce Enjoy Burger House'la ilgili bir yazı yazmıştım, ondan sonra Mersin'de nerde ne yenir diye mesajlar almaya başladım. İnsanlar tariflerimden ve sanırım bir miktar da seçiciliğimden yola çıkarak mekan önerileri istemeye başladılar :D Eğer benim kıstaslarıma göre hareket ederseniz benim gibi Mersin'de yemek yiyeceğiniz üç beş mekan olur üzgünüm :D ama kaliteli olur ondan da şüpheniz olmaz :)

    Gelelim Mersin Blush'a. Efenim "berbat" diyemem elbette lakin bir daha tercih edeceğimi zannetmiyorum. Dün işten çıkınca sürekli Wo-Wo'da ve Blush'da takılan arkadaşlarımla buluştuk, fena halde acılı ekşili çorba istemiş canları, şimdilik Mersin'de çin mutfağı yapan tek yer olduğundan Blush'a oturduk. Önden acılı ekşili çorba istediler, ardından biri acılı biftek diğeri noodle istedi. Benim pek çin mutfağı havam yoktu, ki iyiki yokmuş. Klasik Türk şef uyarlamalarına düştüler :D Ben de Blush Burger söyledim. İçeriği muhteşemdi, karamelize soğan, ızgara mantar, avakado sos, chedar, vb. Allah dedim istiyorum istiyorum. Garnitür olarak elma dilim patates yerine klasik patates istedim. Siparişlerden sonra geçelim gelen tabaklara. Fotoğraflamayı çok isterdim ama yaptığını değil restoranda yediğini instagramda paylaşanlardan görünmemek adına çekim yapmadım. Ötesinde oraya otururken blogda mekanla ilgili yazı yazmak da yoktu aklımda. O an sadece mis gibi güneşin altında iyot kokusunu içime çekip tatlı tatlı sohbet ediyordum :)

    Acılı ekşili çorba yoğun ve hafif de tatlı bir çorbadır, bize gelen çorba Türk damak tadına göre modifiye edilmiş bir çorbaydı; lezzetliydi ama kesinlikle orijinali değildi. Beni biliyosunuz artık, kendi mutfağınızın şefi olun derim ama orijinal reçetelerin de bozulmasına çok kızarım! Tarif oluşturmak hiç de kolay bi iş değildir. Bahsettiğim "acık karabiber serp, acık da pul biber, kavur kızık ateşte pişmeye bırak" tarifleri değil elbet. Herkes gibi ben de "dolapta ne varsa" yemekleri yaparım ama reçeteli tarifler vardır ki onlara saygı duyulması gerekir. Mutfak kimya işidir derim hep, oranları değiştirdiğiniz taktirde ortaya gene yenecek bir şey çıkar elbet ama o artık yapmak için yola çıktığınız şey değildir. Noodle spagettiyle yapılmaz mesela değil mi ;)

    Acılı biftek ilk ağzınıza aldığınızda lezzetli ancak çiğnedikçe yavanlaşıp ne olduğunu anlamanızı güçleştiriyor. Bunun sebebi, yemeğe en son eklenen soya sosunun çok baskın bir lezzet olması. Soslar ayrışır; beyaz soslar genellikle bol yağlı, alt lezzetlidir. Genellikle içine eklendiği tarifin bağlayıcısıdır, misal beşamel. Siyah soslar uzun süre pişirilerek/çektirilerek hazırlanır, tatları çok yoğundur ve size kösele dahi yedirir lezzetleri :D misal demi grass, soya.. İyot oranları oldukça yüksek ve konsantre tatlardır siyah soslar. Mutfağa saygısı olmayan şeflerin sığındıkları limanlardır. Şefin tavsiyesi; siyah soslu bir yemek isteyecekseniz sosu yemeğin yanında isteyin, önce yemeği sossuz tadın, öyle de yeme isteği uyandırıyorsa o mekanı yıldızlandırın ;) Neyse acılı bifteğe dönelim, dediğim gibi yemeğe en son eklenen soya sosu çok baskın bir lezzet olduğundan damak ilk onun tadını alıyor, beyin o uyarıyla "hmmm lezzetliiii" derken sos kayboluyor ve şekeri bitince plastikleşen bigbabolla dönüyor. Sebzeler lezzetsiz, etler lezzetsiz. Eğer iyi bir mekan işletmecisiyseniz bilirsiniz ki en lezzetli yemekler en iyi malzemelerden yapılır. Dolayısıyla şubatın ortasında içinde kabak kullanılan bir tarifi misafirlerinize sunmazsınız. Mekanların menülerinde yapacakları mevsimsel değişiklikler ilk aşamada müşterilerce garip karşılansa da, garson tarafından yapılacak "size en iyi hizmeti ve lezzeti sunabilmek amacıyla mevsim dışı sebzelerle hazırlanan yemeklerimizi mevsimine dek menümüzden kaldırdık efendim" açıklaması müşterilere kendilerini değerli hissettirecektir.

    Noodle da acılı biftekten farklı değildi. Blush'ın haftaiçi gündüz şefi soya sosu konusunda bol kepçe anlaşılan :D

    Gelelim benim burger tabağıma... Patatesler komik denecek kadar az, soğan halkaları yanmış, burger ısırılamayacak kadar büyük, karamelize olması gereken soğanlar kıtır kıtır ses çıkaracak kadar çiğ, mantarlar tadını alamayacak kadar az, avakado sos ha keza; tadını alamayacak kadar az. Burger ısırılamayacak kadar büyük dedim ya, tabağı görünce içimden "doktor bu ne... innsann yicek bunu, innsannn" diyesim geldi O.o parmaklarımdan ellerimden akarak yemeye çalıştım ve son noktada pes edip bıraktım, yemedim. Hadi hepsini bir kenara bırakabilirdim, köfte lezzetli olsaydı! Burger köftesi yağsız kıymadan hazırlanmaz, burgerin içine garnitür olarak ne eklerseniz ekleyin köftenizi muhakkak tatlandırmanız gerekir. Blush burger'in köftesi sert, tıknaz ve lezzetsizdi. "acık tuz acık karabiber" serpeydiniz bari insafsızlar :D Ben evde burger köftesi hazırlarken baharatın yanısıra bir miktar da karamelize tereyağ eklerim. Köfteleri pişirirken ortasına parmağımla bir delik açarım ki köfte tıknaz olmasın. Oooof of Blush gibi bir mekanın şefine ben mi öğreticem bunları!

    Bütün bunların yanında, hizmet kalitesi oldukça yüksek. Servis elemanları başarılı, temiz, ilgili ama bunaltmayacak kadar mesafeli ve saygılı. Sunum tabakları çok başarılı. Blush damaktan önce göze hitap etmesi gerektiğinin farkında olan bir işletme. Yemekten sonra söylediğimiz Türk kahveleri oldukça lezzetli ve yanında getirdikleri lokumlar kaliteliydi. Yeri güzel, iyot kokusu muhteşem ^_^

    Tekrar tercih eder miyim, sadece bir şeyler içmek için.

    Şefin yazısı biter :) Gerisi sizin tercihiniz. Mekan önerileri devam edecek :) Esen kalın :P